have someone on

birini alaya almak, matrak geçmek, aldatmak.
He was having you on: Seninle matrak geçiyordu.

English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

have someone on one's arm

kolunda birisi olmak.

have someone on one's back

destekleyicisi bulunmak Verb

have someone on one's back

arkası olmak Verb

to have someone on one's back

pistonu

have someone on a string

çırpınan birini yardımsız bırakmak Verb

have someone on a string

birini çocuk gibi idare etmek Verb

have someone on line

telefonda biriyle görüşmekte olmak Verb

have someone on the ropes

birini öldürmek Verb

have someone on the tape

biri hakkında bilgi sahibi olmak Verb

have someone on toast

birisini avucunun içine almak, her istediğini yaptırmak, yakası elinde olmak.

get/have/give someone a line on something

birisine bir hususta bilgi vermek.

have someone hang something on

taktırmak Verb

have someone spy on another

gözetletmek Verb

have someone string wire on or around sth

tellendirmek Verb

have someone's blood on one's head (or hands)

cinayetle suçlandırılmak.
Though a criminal, he had no blood on his hand: Sabıkalıdır amma, bu

cinayetle ilgisi yok.
His blood will be on your head: Ölümünden sen sorumlu tutulursun/Vebali senin boynuna.

have something on someone

elinde birini suçlayıcı delil bulunmak.

have the law on someone

birisinden davacı olmak.

may God have mercy on him (for someone dead

Allah rahmet eylesin

English-Turkish phrases from Zargan's own database

English-Turkish